Futbol dünyasında gizemli ağlar ve uluslararası bağlantılar her zaman merak uyandırır, özellikle de deneyimli gazetecilerin ortaya çıkardığı detaylar söz konusu olduğunda. Bu tür gelişmeler, sporun temiz kalması için atılan adımları ve ortaya çıkan soru işaretlerini gündeme getirerek, milyonları ekran başına kilitlemeyi başarıyor.

Duayen gazeteci Uğur Dündar, SÖZCÜ TV'de sunduğu Arena programında, İstanbul-Londra-Kıbrıs üçgenindeki yasadışı bahis skandalının perde arkasını tüm çıplaklığıyla anlattı. Programa konuk olan İYİ Parti Grup Başkanvekili Op. Dr. Turhan Çömez ile birlikte gündemin bu sıcak başlığını masaya yatıran Dündar, 2011 yılından itibaren Londra merkezli bir şirketin Türkiye bağlantılı yasadışı bahis ve rüşvet organizasyonu kurduğunu detaylandırdı. Şirket yetkililerinin kurye olarak Atatürk Havalimanı'na geldiklerini ve gümrüklü alanın dışına çıkmadan İstanbul'daki altı şubeyle görüştüklerini belirtti. Bu şubelerin dördünü İngilizlerin, ikisini ise Kıbrıslı Türklerin yönettiğini ifade eden Dündar, yetkililerin bu görüşmelerde talimatlar verdiğini vurguladı.

Skandalın finansal boyutu ise dudak uçuklatıcı nitelikte. Türkiye'den çıkan paraların öylesine büyük olduğunu aktaran Dündar, milyarlarca doların İngiltere'ye aktığını söyledi. Bu şirketin zamanla aynı alanda faaliyet gösteren başka bir şirketi dört milyar sterline satın alarak Londra Borsası'ndaki ilk yüz şirket arasına girdiğini ekledi. Bu büyüme, organizasyonun gücünü ve uluslararası etkisini gözler önüne seriyor.

2011 yılında Fenerbahçe'ye kurulan şike kumpasının da bu organizasyondan fayda sağladığını belirten Dündar, Londra-İstanbul-Kıbrıs ayağının beş milyar dolarlık varlığa sahip olduğu iddia edilen Veysel Şahin adlı kişinin organizasyonunda sürdürüldüğünü açıkladı. 2016 yılında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gerçekleştirilen Handikap operasyonunda elli yedi kişinin gözaltına alındığını, aralarında emekli emniyet müdürünün de bulunduğu otuz dokuz kişinin tutuklandığını detaylandırdı.

Skandalın uluslararası boyutu ise İngiltere'de devam eden davayla öne çıkıyor. Dündar, 2017-2018 yıllarına kadar faaliyetin sürdüğünü ve İngiltere'de on bir kişinin hakim karşısına çıktığını belirtti. Bu kişiler dolandırıcılık, yasadışı bahis ve vergi kaçakçılığı gibi suçlamalarla hesap veriyor. Bu dava, skandalın sınır ötesi etkisini ve adli süreçlerin karmaşıklığını gösteriyor.

Programa katılan Turhan Çömez, böyle bir organizasyonun devlet içinden katkı olmadan gerçekleştirilemeyeceğini vurguladı. Özel alanlarda yapılan görüşmeleri ve yıllar sonra İngilizlerin açtığı davayı işaret eden Çömez, İngiliz basınından takip ettiği kadarıyla önemli Türk yetkililere rüşvetler verildiğinin söylendiğini ifade etti. Türkiye'ye düşen görevin soruşturmaya mutlaka müdahil olmak olduğunu belirten Çömez, bakanlığın ve Londra elçiliğinin görevli göndermesi gerektiğini söyledi. Bu çetenin uzandığı noktalara Türk devletinin de uzanması lazım diyerek, konunun ciddiyetini altını çizdi.

O Anket Şirketi Yine AK Parti'yi Birinci Gösterdi!
O Anket Şirketi Yine AK Parti'yi Birinci Gösterdi!
İçeriği Görüntüle

Güncel gelişmeler, bu skandalın hala canlılığını koruduğunu gösteriyor. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'nun beş yüz yetmiş bir hakemden üç yüz yetmiş birinin bahis hesabı olduğunu, yüz elli ikisinin aktif bahis oynadığını açıklaması, futbol camiasını sarsmış durumda. Bir hakemin on sekiz bin iki yüz yirmi yedi kez bahis oynadığı iddiası, soruşturmanın derinliğini artırıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bu açıklamalar üzerine soruşturmayı derinleştirmesi, skandalın yeni boyutlarını ortaya çıkarıyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Göztepe maçındaki haksız kırmızı kart ve beş virgül beş milyon TL bahis iddiası da yargıya taşınmış. Savcılığın re'sen başlattığı soruşturma, yasadışı bahis şüphesini araştırıyor ve Kıbrıs bağlantılı iddiaları gündeme getiriyor. Ayrıca, hakem Yaşar Kemal Uğurlu'nun Kuzey Kıbrıs'ta bir kumarhanede oynadığı iddiasıyla istifa etmesi, skandalın coğrafi genişliğini vurguluyor.

Yasadışı bahis operasyonları da hız kesmiyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yasadışı bahis, para aklama ve tefecilik suçlarıyla ilgili başlattığı operasyonda Ozan Elektronik Para A.Ş.'ye Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kayyum olarak atanmış. Eş zamanlı baskınlarda on şüpheli gözaltına alınırken, toplam dört yüz iki milyon TL değerindeki mal varlığına el konulmuş. Bu gelişme, finansal ağların ne kadar karmaşık olduğunu gösteriyor.

Skandalın futbolcuları da kapsadığı iddiaları gündemde. Savcılığın beş yıllık kayıtları incelediği ve futbolcular ile yöneticilerin soruşturma listesine girdiği belirtiliyor. Bu, Türk futbolunun dönüm noktası olarak nitelendiriliyor ve küme düşme gibi kuralların yeniden değerlendirilmesi çağrılarını beraberinde getiriyor.

Tüm bu detaylar, yasadışı bahis ağlarının nasıl bir örümcek ağı gibi yayıldığını ortaya koyuyor. Londra'daki dava ve Türkiye'deki operasyonlar, uluslararası işbirliğinin önemini vurguluyor. Futbolun temiz kalması için atılan adımlar, bu tür skandalların kökünü kazımada kritik rol oynayacak.

Uğur Dündar'ın Arena'daki anlatımı, bu konunun ne kadar derin ve çok katmanlı olduğunu gösteriyor. İzleyicileri düşündüren bu program, spor dünyasındaki şeffaflık ihtiyacını bir kez daha hatırlatıyor. Gelecek gelişmeler, bu skandalın nasıl sonuçlanacağını belirleyecek ve belki de yeni önlemlerin yolunu açacak.

Skandalın etkileri, sadece futbolu değil, genel olarak spor etiğini sorgulatıyor. Uluslararası bağlantılar ve finansal akımlar, konunun küresel boyutunu öne çıkarıyor. Türkiye'nin bu soruşturmalara aktif katılımı, gelecekteki benzer olayları önlemede etkili olabilir.

Heyecan verici bu gelişmeler, futbol severleri ve kamuoyunu yakından ilgilendiriyor. Uğur Dündar gibi deneyimli isimlerin ortaya koyduğu gerçekler, skandalın perde arkasını aydınlatmaya devam edecek.